top of page

       Istanbul Bogazı eski yalılarıyla ünlüdür. Bu yalılardan bazıları, yalı olma özelligini zamanla önlerinden geçen yollarla kaybetmis ve kösk halini almıstır. Kefeliköy’de yer alan ‘Dikranyan Efendi Yalısı’ da bu yalılardan biridir ve Vafiadis Ailesi burada 25 yıl yasamıstır. Bu yazımızda sizlerle Vafiadis Ailesi’nin buradaki günlerini ve kısa bir Kefeliköy tarihini paylasacagız.

    Kefeliköy,  Sarıyer’in sahil seridinde, Kireçburnu ile Büyükdere arasında kalan Istanbul'un küçük semtlerinden biridir. Bu semtte günümüze ulasmıs harika bir Bogaz manzarasıyla iki ünlü yalı mevcuttur: Alp Yalısı ve Dikranyan Efendi Yalısı.

bosphorus map kefelikoy rev.jpg

Kefeliköy hakkında fazla bilgi yer almasa da, aslında tarihi oldukça eskidir. Ikinci yüzyılda yasamıs, Yunan cografyacı Dionysios Byzantios, Kefeliköy’den ‘Bogaziçi’nde Bir Gezinti’ baslıklı kitabında,  Adil Kaya anlamına gelen ‘Dikaia Petra’ ismiyle bahsetmistir. Gelin Dionysios’un kitabından bu bölümü okuyalım ve neden Adil Kaya olarak adlandırıldıgını ögrenelim.

 

Artık Anahtarlar’ı geçtikten sonra Karadeniz daha fazla gözler önüne serilir. Çam kozalagı gibi ucu sivri, yükselen bir kaya vardır, ki Dikaia (adil, dürüst) olarak adlandırılır. Çünkü triremleri ile Karadeniz’e dogru yol alan iki tüccar, altınlarını bu kayaya koymus ve aralarında, biri digerinden önce degil, fakat her ikisi de aynı anda altınlarını almaya geleceklerine dair bir antlasmaya varmıslar. Tüccarlardan biri antlasmayı bozarak, insanlara altının nerede saklı oldugunu söylemis. Ancak kaya, her ikisi de beraber altını almaya gelene kadar, sözünde durmayan ortagın haksız istegini reddetmis. Bu nedenle, kayaya ödül olarak bu adaletin adı kalmıstır.

    Belki bu semtin güzelliginden belki de tarihinden dolayı, büyükdede Hurmuzios Vafiadis, her zaman Kefeliköy’de özellikle Dikranyan Efendi Yalısı’nda yasamak istemisti. Bu yalı Istanbul Bogaz’ında sogan kubbesiyle bilinir. Dikranyan Efendi Yalısı, 1895 yılında, mimar Raimondo D’Aranco tarafından yapılmıs ve yalının ilk sakinleri II.Abdülhamid Dönemi’nde yasayan Dikranyan Ailesi’dir. 1920ler’de yalı geçirdigi yangından sonra tekrar restore edilmiştir. Yalının sogan kubbesi 1969 yılında eklenmistir. Yalının sakinleri sürekli degismistir. 1954 yılında Hamparsun Çolakal tarafından satın alınan yalı, 1969 yılında Mehmet Yörük tarafından satın alınmıstır. Fakat 1954 yılından önceki yalı sahipleri belirsizdir. Ailemiz içerisinde anlatılan sözlü tarih dogrultusunda, 1954 yılından önce bu yalıda yasayan iki farklı aile ismiyle sizleri bilgilendirecek olmaktan mutluluk duyarız.

kefeli1.jpg
Dikranyan Efendi Yalısı & Vafiadis Ailesi

    1930’lu yıllarda Dikranyan Efendi Yalısı, Kayseri Ermenileri’nden kürkçülükle ugrasan, Kürkçüyan ailesinden iki kardese aitti. Kürkçüyan kardesler aileleriyle birlikte burada yasamaktaydılar. Kardeslerden biri Ermeni asıllı Arpine ile evliydi ve bu evlilikten Seta isminde bir kızları vardı. Bu yalıda yasamayı çok isteyen Hurmuzios Vafiadis, Kürkçüyan Ailesi’ne burayı satması için sürekli tekliflerde bulunmus fakat her seferinde reddedilmistir. Günün birinde Kürkçüyan Ailesi, Hurmuzios Vafiadis’e dilerse burada kiracı olabilecegini söylemistir. Hurmuzios bu teklifi kabul etmis ve 25 yıl boyunca bu yalıda ailesiyle birlikte kiracı olmustur. Kürkçüyan Ailesi de o dönem Kefeliköy’de yasamaya devam etmistir, ve kızları Seta ile Aleko Vafiadis bu süre zarfında çok yakın arkadas olmuslardır.

1940s A Name Day Memory _ We have an exa

    Bu fotografta, Aleko’yu Seta ve annesi Arpine ile birlikte görmektesiniz. Fotograf 30 Agustos 1947 yılında Aleko’nun isim gününde çekilmistir.

     Bir köskte 25 yıl boyunca genis bir aile ve arkadaslarla yasamak süphesiz beraberinde birçok anı getirir. Daha evvel ‘Vafiadis: Goriller ve Ortaköy’ yazısında da belirttigimiz gibi, bu köşkte sadece insanlar degil, ailenin bir ferdi haline gelmiş hayvanlar da yasamaktaydı. Ailenin Mimi adında bir jako papaganı ve Chita adında bir maymunu vardı. Mimi birçok kelime konusabilen özel bir papagandı ve Chita ise bir avuca sıgacak kadar küçük uzun kuyruklu bir maymundu.

     Kefeliköy’de geçen günlerde Mimi ile ilgili eglenceli bir anı da mevcut. Mimi, kelimeleri ögrenebilen ve tekrar edebilen bir papagandı. Bazı günler, Kefeliköy’deki balıkçılar dinlenmek için Dikranyan Efendi Yalısı’nın merdivenlerinde oturur ve burada sohbet ederlermis. Tabii bu sohbetler sırasında da çok fazla küfür ederlermis. Günden güne, Mimi bu küfürlerin bir kısmını ögrenmis ve tekrar etmeye baslamıs. Günün birinde dinlenen balıkçılar kapıyı çalmıs ve Ashen’e evden birinin kendilerine küfür ettigini söylemis. Ashen ise küfür edenin papagan oldugunu ve bu küfürleri onlardan ögrendigini balıkçılara anlatmıs.

 

     1940’lı yıllara gelindiginde, Vafiadis Ailesi’ne yeni bir üye katılmıstı: Eleni. Her zaman bir kız çocugu olsun isteyen Ashen, çevresine bir kızı gibi büyütebilecegi biri için haber salmıstı. Haberler Imbros’a kadar uzanmıs ve o dönem orada yasayan bir aile kızlarının iyi yetismesi için Eleni’yi Vafiadis ailesine göndermeye karar vermislerdi. Eleni Istanbul’a geldiginde henüz küçük bir çocuktu ve Ashen ve Hurmuzios tarafından yetistirilmisti. Aile hiçbir zaman ona üvey gibi davranmamıs ve Eleni ailenin bir üyesi olmustu. Eleni, Aleko ile beraber Kefeliköy’deki bu evde büyümüstü.

 

     1940’lı yıllarda Kefeliköy, Bogaz’ın o dönem temiz sularında yüzmek için ( günümüzde pek tavsiye edilmese de) elverisli bir yerdi. Aleko’nun aşagıdaki fotografı bunun için güzel bir örnektir. 

1950s Summertime in Istanbul - Once upon

    Vafiadis ailesi Kefeliköy’de yaşadıgı günlerde, Ortaköy’deki evi ve bahçeyi bırakmamıstı ve burayı da düzenli olarak ziyaret ediyordu. Şüphesiz Ortaköy ve Kefeliköy’de unutulmaz anılar olsa da, Yirmi Kur’a Askerlik, Varlık Vergisi ve 6-7 Eylül Olayları’nı da burada, Dikranyan Efendi Yalısı’nda yaşamıslardır.

    6-7 Eylül 1955 tarihinde, Vafiadis ailesi Kefeliköy’de bulunmaktaydı. Saldırganlar, Ortaköy’deki eve girmis ve birçok esyayı kırıp, çalmıs. Kefeliköy’de ise bir adam ( ismini bildigimiz ama söylemek istemedigimiz ) Vafiadis ailesini ispiyonlamıs, ve saldırganlara oturdukları evi göstermis. Aile haberleri ve saldırganların seslerini duyunca kapılarını kilitlemis, kapının arkasına bir Isa ikonası yerlestirmis. Saldırganlar bu eve giremeyince de aile bunu ikonanın bir mucizesi olarak yorumlamıs.

1950s Aleko & Ashen - Let’s continue wit
Ashen & Aleko evlerinin önünde

    Kefeliköy’de geçen günlerinden ardından, Vafiadis ailesi önce Arnavutköy’e, sonra Sarıyer’e ve Tatavla olarak da bilinen Kurtulus’a tasınmıs, ardından ailenin yeni nesli Istanbul içinde farklı semtlere ve Atina'ya yerlesmistir. Kefeliköy’deki anıları ve arkadaslıkları aile içerisinde özellikle büyükler tarafından hala hatırlanmaktadır. Dikranyan Efendi Yalısı, bugün sahil hattında gezenlerin dikkatini çekmekte ve fotograflarına konu olmaktadır. Biz Vafiadis Ailesi'nin torunları için ise bu yalı, 'keske duvarlarının dili olsa da bize su geçen 25 yılı saat saat anlatsa' dedigimiz essiz bir yapıdır.

Yazan: 2mi3, Subat 2020

Yararlanılan Kaynaklar: 

1-  Boğaziçi'nde Bir Gezinti, Dionysios Byzantios, 2013, YKY

2-  Akan Mimarlık, http://www.akanmimarlik.com/

3-  http://yenibirgazete.com/yazarlar/sema-akkoyun-ozbay/con-pasa-kosku/247/

bottom of page