top of page

       Hepimizin tarihi olaylar hakkında okul yıllarından, kitaplardan ve filmlerden bir fikri vardır. Depremler, savaslar, isgaller, devrimler… Fakat hiç ailenizin bu özel dönemlerde neler yaptıklarını düsündünüz mü? Nasıl mücadele ettiler, nasıl hissettiler? Bu makalede sizlere ailemizi ve yasadıkları önemli tarihsel olayları anlatacagız.

1881 Sakız Adası Depremi & Stavros Vafiadis

      Simdiye kadar yaptıgımız arastırmalar neticesinde, büyük dedemiz Stavros Vafiadis’in babası Ioannis Vafiadis’in 1850'li yıllarda Sakız Adası’nda dünyaya geldigini biliyoruz. Oglu Stavros Vafiadis de 1871 yılında Sakız Adası’nda dogmus ve 1880'li yıllarda Istanbul’a göç etmistir. Peki bu göçün arkasındaki sebep neydi, neden küçük yaÅŸlarda dogdugu yeri bırakıp tek başına Istanbul’a gelmisti? Sebebi savas mıydı, yoksa dogal bir felaket mi?

​

      3 Nisan 1881 tarihinde, Sakız Adası’nda 7.3 büyüklügünde bir deprem meydana gelmisti. Kayıtlara göre, 64 köyün 25'i tamamen yıkılmıs ve 17 köy de büyük hasar görmüstü. Bu depremin ardından birçok insan adayı terk etmek zorunda kalmıstı. Bu deprem Türkiye’de Çesme’yi etkilemisti.

chios earthquake.jpg

      Yüksek ihtimalle, Stavros Vafiadis bu depremin ardından Istanbul’a göç etmisti. Fakat neden tek basına ve neden daha yakın olan Izmir’e degil ? Hikayenin bu kısmı henüz net degil. Belki ailesini depremde kaybetmis, ve büyük bir baskent olan Istanbul, göç için ona cazip gelmisti.

chios earthquake gif.gif
1908-1909 Ikinci Mesrutiyet ve 31 Mart Isyanı

      Stavros Vafiadis Istanbul’a göç ettikten sonra burada Küçük Yeni Han içerisinde ufak bir atölyede marangozluk yapmaya baslamıstı. Daha sonra aslen Bursalı bir Rum olan Frosinni ile evlenmis ve 9 çocukları olmustur. 1896 yılında ogulları Hurmuzios Vafiadis dogmustur. Bu durumda Stavros Vafiadis’in ve çocuklarının II.Abdülhamid Dönemi’ni de yasadıklarını söyleyebiliriz. 1908 yılında Jön Türkler’in devrimi gerçeklemis ve Ikinci Mesrutiyet ilan edilmistir. Fakat bir yıl sonrasında Ikinci Mesrutiyeti kaldırmak ve II.Abdülhamid’i tekrar tahta çıkarmak için 31 Mart Isyanı çıkmıstır. Istanbul’da 13 gün süren bu isyan, Hareket Ordusu tarafından bastırılmıstır. O dönem, Hurmuzios Vafiadis 13 yasındaydı ve bugün Aksaray olarak bilinen Langa’da yasıyordu. Sehrin hemen göbeginde çıkmıs olan bu isyan muhtemelen kendisi ve ailesi için korkutucu olmustur.

​

1912-1918 Balkan Savasları, Birinci Dünya Savası ve Istanbul’un Isgali

       1912-1913 yılları arasında Balkan Savasları çıkmıs ve I.Balkan Savası’nda dört Balkan devleti – Bulgaristan-Karadag-Yunanistan-Sırbistan – Osmanlı Imparatorlugu’na karsı savasmıstı. Fakat 1913 yılında, II.Balkan Savası’nda, Karadag, Yunanistan, Sırbistan ve Romanya Bulgaristan’a karsı savasmıstı.

​

       I.Balkan Savası’nda, Osmanlı Imparatorlugu Avrupa’da önemli ölçüde toprak kaybetmis, en eski ve önemli baskentlerinden biri olan Edirne düsmüs, Bulgaristan’a geçmisti. Fakat II.Balkan Savası’nda Edirne geri alınmıstı.

​

       Balkan Savasları’nın, Istanbul’da yasayan Vafiadis ailesi için bilinen bir etkisi yoktu, fakat Edirne Karaagaç’ta yasayan Sanzoni ailesi için vardı. 1881 yılında Edirne’de dogan Liborio Sanzoni, 1900'lü yıllarda Karaagaç Tren Istasyonu’nda memur olarak çalısmaktaydı. Burada Rum asıllı Aspasia Stamatyadis ile evlenmis ve bes çocukları olmustur. Karaagaç’taki tek Italyan aile degildiler. Yasadıkları yerde, Italyan Okulu ve Italyan Katolik Kilisesi de bulunmaktaydı.

 

0001_-_Liborio_&_Aspasia_Sanzoni_(_Yayam

      Bildigimiz kadarıyla, ailede anlatılan Sanzoni ailesini etkilemis bir Balkan Savası anısı yoktur. Fakat yaptıgımız arastırmalarda, Cumhurbaskanlıgı Arsivleri’nde, Balkan Savası ve Çanakkale Savası üzerine iki belge karsımıza çıkmıstır. Bu belgeler henüz görüntülenememektedir, ama arastırmalarımız devam etmektedir. Bu iki dökümanı asagıdaki ekran görüntüsünden de inceleyebilirsiniz.

​

  • Liborio Sanzoni’nin Italyanca mektubu. Ishan civarında askerimize yapılan saldırıya ve Çanakkale muharebesine dair Ruscuk Konsolosu Celaleddin Bey’den Sefaret’e gelen telgraf

  • Balkan harbi, Ecnebi Tebaa Isleri ve Ecnebi Metalibi : Italyan Giovanni Sanzoni’nin Edirne’deki arazisine verilen hasarın tazmin edilmesi talebi

​

** Güncellemeler için lütfen yazının sonunu kontrol ediniz.

 

Sanzoni Basbakanlik Arsivi.JPG

       Balkan Savasları’ndan sonra, 1914-1918 yıllarında Birinci Dünya Savası gerçeklesmistir. Süphesiz bu savasın, Osmanlı Imparatorlugu üzerinde etkisi büyüktür. Çünkü bu savastan sonra, Istanbul isgal edilmis, Türk-Yunan Savası ( Kurtulus Savası ) çıkmıs ve en sonunda Türkiye Cumhuriyeti kurulmustur.

​

       Birinci Dünya Savası’nın en önemli cephelerinden biri olan Çanakkale Savası, Istanbul’daki günlük yasam üzerinde her yönden çok etkiliydi.  Haydarpasa Tren Istasyonu askeri bir kampa dönüstürülerek buradan Çanakkale’ye takviye güçler gönderilmekte, ayrıca Istanbul’un bütün hastaneleri yaralı askerlerle doluydu. Daha da kötüsü Çanakkale Bogazı’nı geçen Ingiliz denizaltları, Marmara Denizi’ne gelip, aniden su yüzeyine çıkarak, Osmanlı gemilerini bombalıyordu. Sadece askeri gemileri degil, günlük yasamda kullanılan sivilleri tasıyan vapurlar da bu denizaltlarından etkileniyordu. Istanbul halkı sürekli panik halindeydi, çünkü ne zaman bir denizaltının çıkıp sahilleri bombalayacagı bilinmiyordu. Adalar’a, Kadıköy’e ve Bogaz’daki diger yerlere hizmet veren tüm vapurlarda güvenlik önlemleri alınmıs ve can yeleklerinin sayısı arttırılmıstı. Istanbul Bogazı’na çok yakın yasayan Vafiadis, Koskeri, Akasi ve Çakıroglu aileleri bu dönemleri korkuyla yasamak zorunda kalmıslardır.

 

1919 – 1920 Türk-Yunan Savası

      Türk-Yunan Savası, Istanbul’da yasayan Rumlar üzerinde etkiliydi. Rum toplumu içerisinde ikilemler yaratmıstı. Bir tarafta aynı dili konustukları, aynı dine inandıkları insanlar, diger tarafta ise beraber dogup büyüdükleri insanlar, yasadıkları topraklar… Vafiadis Ailesi üzerinde bu savasın etkilerine dair bir hikaye bulunmamaktadır. Fakat Akasi Ailesi tarafında mevcuttur. 1880'li yıllarda Kiryaki Akasi Sakız Adası’ndan Istanbul’a göç etmiÅŸti. Belki de onun bu göçünün sebebi Stavros Vafiadis ile aynıydı, deprem. Fakat Kiryaki’nin bazı akrabaları Sakız Adası’nda kalmıs, bazıları ise Yunanistan’a göç etmistir. Kiryaki’nin kardesi, Theodoros Yunanistan’da yasıyordu. Sıklıkla Istanbul’daki akrabalarını ziyaret ederdi. Türk-Yunan Savası çıktıgında, Theodoros Yunan Ordusu tarafından çagrılmıstı. Bu bir görevdi, geri çevirme lüksü yoktu veya ‘lütfen beni çagırmayın, Osmanlı topraklarında akrabalarım var’ diyemezdi. Gitmek zorundaydı. Maalesef, Theodoros (asagıda fotografını görebilirsiniz ) bu savasta hayatını kaybetmistir. Anısına ismi, yegeni olan ve sonradan Theodora Koulurgioti’nin anneannesi olacak olan Theodora Akasi’ye verilmisti

 

1910s A Farewell to Brother _ The mother

      Türk-Yunan Savası, Osmanlı Imparatorlugu’nda yasayan Rumlar için üzücüydü. Rum aileler içerisinde kardeslerin, akrabaların birbirlerine karsı savasmak zorunda kaldıgı birçok gerçek hikaye mevcuttur. 

 

1923 Türkiye Cumhuriyeti  & Türkiye-Yunanistan Nüfus Mübadelesi

      29 Ekim 1923 tarihinde, Türkiye Cumhuriyeti Mustafa Kemal Atatürk tarafından kurulmustur. Artık Türkiye için modernlesme zamanıydı ve giyimden alfabeye kadar birçok devrim gerçeklesmisti. Osmanlı alfabesinden Latin alfabesine geçilmis, fes giyimi yasaklanmıs ve kadının rolü toplum içerisinde çok daha ön plana çıkarılmıstır. Fakat 29 Ekim öncesinde, önemli olan bir olay gerçeklesmisti : Lozan Antlasması & Türkiye-Yunanistan Nüfus Mübadelesi. Mübadeleyle birlikte 1.200.000 Rum, Anadolu’dan Yunanistan’a ve 500.000 Türk, Yunanistan’dan Anadolu’ya göç etmek zorunda kalmıstı. Bir anlasma sebebiyle, bu kadar çok insanın dogup büyüdügü toprakları bırakıp gitmesi kolay olmamalı. Daha evvel hiç bilmedikleri, yeni yerlere göç etmisler. Hatta birçogu gittikleri yerin dilini bile konusamadan… Sözlesme geregi, Istanbul, Gökçeada ve Bozcaada Rumlar’ı ve Batı Trakya Türkler’ı mübadele dısında tutulmustur. Dolayısıyla, Vafiadis, Koskeri, Çakıroglu, Koulurgioti ve Akasi aileleri etkilenmemis ve dogup büyüdükleri yerlerde yasamaya devam etmislerdir.

 

1939-1945 Ikinci Dünya Savası, Yirmi Kur’a Ihtiyatlar Olayı & Varlık Vergisi

        Türkiye Cumhuriyeti kurulduktan sonra, her sey ailemiz için yolundaydı. Istanbul’da yasamıslar, kendi islerini, hayatlarını kurmuslardı. Fakat durumlar Avrupa için çok da iyi degildi. 1939 yılında, Avrupa üzerinde bir kaos bulutu dolasmaya baslamıs ve ardından Ikinci Dünya Savası çıkmıstı. Neyseki Türkiye bu savasa katılmamıstır. Fakat etkileri ülke içerisinde yasanmıstır. 1941 yılında, Naziler bütün Yunanistan’ı kusatmıs ve Türk sınırına kadar gelmislerdi. Dönemin hükümetinin Naziler’in bir sonraki hamlesi hakkında soru isaretleri vardı ve çıkabilecek herhangi bir probleme karsı erkekler tekrar askere çagrılmıstı. Kayıtlara göre, 25-42 yasları arasında 12.000 gayri müslim erkek askere çagrılmıstı. Tabii ki, yakın çevremizdeki Türk ailelerden ögrendigimize göre, onların da erkekleri bu dönem askere alınmıstı. Fakat gayri-müslimler bu durumdan daha çok etkilenmisti. Büyükdedemiz Hurmuzios Vafiadis askere çagrılanlardan biriydi. Hikayesini ‘Vafiadis : Bir Zamanlar Askerdik…’ baslıklı yazımızdan okuyabilirsiniz.

 

1940s We Were Soldiers _ Hurmuzios & The

      Askerler evlerine döndükten sonra ise, 1942 yılında onları bambaska bir problem bekliyordu : Varlık Vergisi. Bu kanunun arkasındaki neden ise olaganüstü savas kosullarının yarattıgı yüksek kârlılıgı vergilemekti. Aslında bu kanun herbir vatandas için geçerliydi fakat yüksek vergi oranları ve 15 gün gibi kısa ödeme süresinden dolayı daha çok gayrimüslim vatandasları etkiliyordu. Kayıtlara göre, alınan vergiler Ermeniler için 232%, Yahudiler için 179%, Rumlar için 156% ve müslümanlar için 4.94% oranlarındaydı.

 

        Vafiadis Ailesi o dönem çok zengindi, ve bu vergiyi ödemek için mal varlıklarının bir kısmını satmıs buna ragmen akrabalarının destegini istemek zorunda kalmıstı. Ashen’in Çakır lakabıyla tanınan enistesi, bu verginin ödenmesinde Hurmuzios Vafiadis’e yardımcı olmustur. Çakır'ın Nicolas Andriomenos Stüdyosu'nda çekilmis fotografını görebilirsiniz.

 

1910s Ashen, Artin & Cakir
Fotini Akasi
Fotini Akasi

      Ayrıca Ikinci Dünya Savası, Yunanistan’da yasayan bazı akrabaları da etkilemistir. Theodora Akasi’nin annesi, Fotini Akasi, o dönem Salamina’da yasamıs ve Nazi isgalindeki Yunanistan’da savasın zorluklarıyla mücadele etmek zorunda kalmıstır. Aile arsivimizde yer alan Fotini Akasi’nin tek fotografını görebilirsiniz.

 

    Edirne'de yasayan Sanzoni Ailesi de Ikinci Dünya Savası'ndan, Almanlar'a karsı savasan büyük ogulları Vincentzo yüzünden etkilenmislerdir. Bu hikayeyi de 'Vincentzo Sanzoni : Bir Savas Esiri' baslıklı yazımızda okuyabilirsiniz.

1955 6-7 Eylül Olayları

         Ikinci Dünya Savası’nın üzerinden yıllar geçmis, ve Türkiye’nin gündemi Kıbrıs’taki Türkler’in yasadıgı problemler olmustu. Hergün gazetelerde, Kıbrıs’taki olaylar ile ilgili haberler yayınlanıyordu. 6 Eylül 1955 tarihinde radyodan duyurulan son haber ise tüyler ürperticiydi : Rumlar, Atatürk’ün Selanik’teki evini bombaladı. Bu haberden birkaç saat sonra, olaylar gayri-müslimler özellikle Rumlar için hiç de iyi olmayacaktı. Yüzlerce insan, Rumlar’ın dükkanlarına, evlerine, kiliselerine saldırmıs ve yagmalamıstı. Hatta bu karambol içerisinde, birçok Türk’ün de dükkanı saldırıya ugramıstı. Istanbul’un belki de en karanlık günlerinden biriydi. Olaylar sırasında birçok insan yaralanmıstı. 

 

         6-7 Eylül Olayları süphesiz ailemizi de etkilemisti. Ortaköy ve Kefeliköy’deki evler yagmalanmıstı. Vafiadis Ailesi o geceyi komsularının evinde geçirmisti. Hurmuzios Vafiadis’in antik esya koleksiyonu yagmalanmıs ve birçogu kırılmıstı. Bu antikalardan geriye kalan ‘Kurtulan’ olarak andıgımız tabagı Aile Yadigarları bölümünde görebilirsiniz. 6-7 Eylül 1955, kimin dost kimin düsman oldugunun anlasılabilecegi günlerdi. Koulurgioti Ailesi’nden ve farklı insanların anlattıgı anılardan ögrendigimize göre, Sarıyer merkezde, Sarıyerli Türk vatandaslar Rumları kızgın kalabalıga karsı korumus ve kalabalıgın merkeze girmesine izin vermemistir. Fakat, Büyükdere, Beyoglu, Kumkapı, Yedikule gibi yerler Sarıyer kadar sanslı degildi. Fakat gene bu yerlerde de, birçok vatandas gayrimüslim komsularını gerek savunarak gerekse evinde saklayarak korumustur.

​

         6-7 Eylül Olayları’ndan sonra aile üyelerinin büyük bir kısmı Yunanistan’a göç etmistir. Kardesler birbirinden kopmus, uzun yıllar görüsememis ve hepsi bulundugu yerde kendine yeni bir hayat kurmustur. Bugün ailemizde, birbirlerini hiç tanımamıs birçok kuzen bulunmaktadır fakat bir kısmı sosyal medya sayesinde birbirlerini bulabilmislerdir.

  

         Asagıda belirtilen kaynaklar ve aile hatıraları dogrultusunda yazılmıstır.

​

Yazan : 2mi3, AÄŸustos 2019

​

**Güncellemeler: 

​

2019 yılında arÅŸiv sisteminde açılmayan iki belge 2020 yılında okunmaya açılmıştır. Ilgili detayları asagıdaki makalelerde bulabilirsiniz:

​

Sanzoni: Bir Balkan Savasları Anısı

Liborio Sanzoni'nin Mektubu

​

Kaynakça : 

​

1-) 24 Nisan 1915 Istanbul, Çankırı, Ayas, Ankara - Nesim Ovadya Izrail, Iletisim Yayıncılık, 2013

2-) https://en.wikipedia.org/wiki/1881_Chios_earthquake

3-) https://en.wikipedia.org/wiki/Varl%C4%B1k_Vergisi

4-) https://www.devletarsivleri.gov.tr/

​

​

 

bottom of page